Zusammenfassung

Die von unterschiedlichen macht- und regionalpolitischen Sachzwängen unterliegende Annäherung der irakischen Kurden gegenüber den Palästinensern ist Gegenstand dieses Artikels, welche die Beziehungen der sich im irakischen Bundesstaat befindenden kurdischen Regionalverwaltung gegenüber den palästinensischen Autonomiegebieten wesentlich beeinflussen. Dazu zählen die nicht unbelasteten Beziehungen der nach Abtrünnigkeit strebenden kurdischen Autonomiezone gegenüber dem schiitisch-dominierten irakischen Staatsverband und der benachbarten Islamischen Republik Iran, die beide wiederum als propalästinensische Akteure auf eine von bewaffneten Konflikten dominierte Geschichte mit Israel zurückblicken. Ein weiterer Faktor ist die innerkurdische Rivalität zwischen den militanten Kurdenorganisationen DPK1 und PUK2 im Nordirak, wobei die zuletzt genannte Gruppierung vom Iran und dem Irak unterstützt wird. Die von Erfolg und Kooperation geprägten Jahrzehntelang guten Kontakte zwischen der die Regionalverwaltung beherrschenden DPK bei ihrem Kampf um die Loslösung vom Irak unterstützenden Israel und der US-Besatzungsmacht sind ein weiterer Faktor wie auch die Eskalation im israelisch-palästinensischen Nahostkonflikt. Der beschränkte Autonomiestatus beider Behörden behindert die direkten und eigenständigen kurdisch-palästinensischen Beziehungen. Israel und die Vereinigten Staaten einerseits, und der Iran sowie der fragile Bundesstaat Irak andererseits hegen dabei jeweils unterschiedliche und diametral entgegengesetzte Erwartungen an die irakisch-kurdischen-Politik gegenüber Palästina. Es wird hierbei argumentiert, dass neben dem Krieg in Palästina der eine eigenständige Außenpolitik behindernde beschränkte Autonomiestatus und die nordirakisch-kurdische Rücksicht gegenüber Israel sowie das von Tel Aviv unterstützte kurdische Streben nach Sezession einer engen Beziehung gegenüber Palästina sehr hinderlich sind, während wiederum eine weitere nordirakisch-kurdische Unabhängigkeit ablehnende israelfeindliche Staaten wie der Iran und der Irak eine deutlich propalästinensische Ausrichtung erwarten. Um die sich überschneidenden Rahmenbedingungen der die palästinensische Politik der Regionalverwaltung im Nordirak ursächlich bedingenden komplexen Beziehungsgefüges herauszuarbeiten, wurde eine detaillierte Literaturrecherche von Monografien, Artikeln in Periodika und Think-Tank-Analysen im Internet betrieben.

Schlüsselwörter: kurdisch-palästinensische Beziehungen, Autonomie, Nahostkonflikt, Paradiplomatie

PDF File: Die Palästinapolitik der kurdischen Regionalregierung im Nordirak

Özet

TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü Türkiye ve Romanya arasındaki kültürel ilişkilerin itici gücü hâline gelmiştir. Dolayısıyla satırlarını okuduğunuz bu makale Türkiye’nin Romanya politikasını TİKA ve Yunus Emre Enstitüsünün faaliyetleri çerçevesinde çözümlemeyi amaçlamıştır. Bu çalışmanın ana soruları; “TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü Türkiye-Romanya münasebetlerine hangi bakımlardan katkı sunmaktadırlar?” ve “TİKA ve Yunus Emre Enstitüsünün Rumen halkı nezdindeki tanınırlığı ve imajı nasıldır?” şeklinde oluşturulmuştur. Bu iki soru etrafında makalenin hipotezi: “TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü iki halk arasındaki insani ilişkileri geliştirmek suretiyle siyasi ve ekonomik alanlardaki münasebetlerin inkişaf etmesine vesile olmaktadır.” biçiminde ortaya konmuştur.

Bu çalışmaya veri temin etmek amacıyla 14-28 Ağustos 2023 tarihleri arasında Romanya’da alan araştırması gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede binin üzerinde belge, broşür, kitapçık ve kitap değerlendirildiği gibi alanda önemli gözlemlerde de bulunulmuştur. Gene konunun derinleştirilmesi maksadıyla arşivlerden onlarca belge temin edilmiştir. Bu makale dağınık hâldeki birçok birincil ve ikincil kaynağın titizlikle derç edilmesi suretiyle ete kemiğe bürünmüştür. Bu süreçte yazındaki Türkçe ve İngilizce kaynakların büyük bir kısmı gözden geçirilmiştir. Gene kaynak çeşitliliği bakımından çalışmanın eksik yönlerinin giderilmesi ve esere özgünlük kazandırılması maksadıyla Rumence kaynaklara müracaat edilmiştir. Ancak eserin müellifi Rumence bilmediğinden profesyonel tercüme hizmetinden yararlanmıştır.

Makalenin yol haritası şu şekilde tasarlanmıştır: İlkin makaleye, çalışmada kullanılan yöntem ile başlanmıştır. Böylelikle bu çalışmanın hangi merhalelerden geçerek okuyucuyla buluştuğu çarpıcı bir şekilde gözler önünde serilmiştir. Akabinde ise mevcut yazında Türkiye ve Romanya münasebetlerini kaleme almış tüm matbuat hakkında ayrıntılı bir değerlendirme yapılmıştır. Daha sonra ise çalışma sorularının cevaplandırılması açısından elzem olan yeni kurumsal kuram hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. Bir sonraki aşamada siyasi ilişkiler üst düzey ziyaretler ve anlaşmalar mucibince çözümlenmiştir. Akabinde Türk kurumlarının Rumen topraklarındaki varlığı üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) mevcut durumu çözümlenmiştir. Ardından da Yunus Emre Enstitüsünün Bükreş ve Köstence şubelerinin faaliyetleri olabildiğince ayrıntılı olarak mercek altına alınmıştır. Sonuç bölümünde ise genel değerlendirme ve geleceğe yönelik öngörülerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Romanya, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yeni Kurumsal Yaklaşım, Alan Araştırması

PDF Dosyası: Yeni Kurumsalcılık Çerçevesinde Türkiye Romanya İlişkilerinin Amiral Gemisi: TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü

Özet

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte değişen uluslararası ortamda Avrupa Birliği’nde (AB) yeni bir fikir tartışılmaya başlanmıştır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından ortaya atılan Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) fikri, AB üyesi olmayan ülkelerle Avrupa kıtasını ilgilendiren konularda iş birliğini öngörmektedir. Bu makalede söz konusu düşüncenin, hâlihazırda AB’ye üye olmayan ülkeleri de barındıran Avrupa Konseyi’nden farklı olduğu dile getirilmiştir. Bu makalenin amacı; Rusya-Ukrayna Savaşı’nın AB’ye etkileri göz önünde bulundurularak, tarihsel anlatı yöntemiyle AST fikrinin ne derece başarılı olabileceğini ele almaktır. Bu bağlamda; makalede AST fikrinin AB’nin küresel anlamda ilişkilerini güçlendireceği ve küresel krizlerle baş etme konusunda Birliğe destek olacağı varsayımı sınanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Avrupa Siyasi Topluluğu (AST), Avrupa Bütünleşmesi, Rusya Ukrayna Savaşı

PDF Dosyası: Avrupa Birliği’nin Geleceğinde Avrupa Siyasi Topluluğu Fikri

Özet

Sırp dış politikasında Rusya geçmişten günümüze her zaman öncelikli bir ülke olmuştur. Ancak bilhassa 2000’li yıllardan itibaren Belgrad’ın dış politika yöneliminin “Batı” ya doğru kaymasıyla birlikte Rusya, Sırp politikacılar açısından Batı’ya karşı ellerini güçlendiren önemli bir denge unsuru olarak öne çıkmaya başlamıştır. Bu makalede Sırbistan ve Rusya arasındaki ilişkilerinin temel dinamikleri incelenerek, Rusya’nın Sırp dış politikasında nasıl önemli ve vazgeçilmez bir aktör hâline geldiği üzerinde durulmaktadır. Sırbistan’ın “Batı” ve “Batı dışı” aktörler arasında nasıl bir denge siyaseti izlediği Rusya ile olan ilişkileri örneğinde “yapısal realizm” yaklaşımının temel kavramlarından faydalanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmanın temel varsayımı, Sırbistan’ın dış politika yöneliminde tek bir devlete ve devletler grubuna yönelmektense, faydacı temelde uluslararası siyasetin getirdiği koşullara uygun bir şekilde manevra kabiliyetini koruyarak kendi çıkarlarına uygun bir denge politikası izlediğidir.

Anahtar Kelimeler: Sırp Dış Politikası, Sırbistan-Rusya İlişkileri, Sırbistan, Rusya, Denge Politikası

PDF Dosyası: Sırp Dış Politikasında Bir Denge Unsuru Olarak Rusya

Özet

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra uluslararası sistemde ortaya çıkan yeni durum İsrail’in güvenlik ikilemini aşma politikası gereğince Orta Asya’ya yönelmesine neden olmuştur. Bu coğrafyada bulunan ülkeler bilhassa İsrail’in enerji ithal edebileceği aktörler olarak büyük önem kazanmışlardır. Bu süreçte enerji alanında yoğunlaşan ilişkiler haricinde, İsrailli şirketler tarım, sulama, sağlık, eğitim ve iletişim gibi birçok sektörde faaliyet göstermeye başlamışlardır. Diğer yandan İsrail’in Orta Asya politikalarının, enerji kaynaklarına erişim, teknik iş birliklerinin ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi gibi çok yönlü hedefler üzerine inşa edildiği söylenebilir. Bu çalışma, İsrail’in beş Orta Asya ülkesine (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan) yönelik olan politikalarını 1991-2024 döneminde ele almaktadır. Bu makalede İsrail’in bölge politikasının temel sacayakları olan siyaset, diplomasi, askeriye, güvenlik, iktisat ve ticaret konularına odaklanılmıştır. İsrail’in Orta Asya stratejisi ve bu stratejilerin arkasında yatan temel dinamikler neorealizm yaklaşımı temelinde incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: İsrail, Orta Asya, Neorealizm, İş birliği, Dış Politika

PDF Dosyası: İsrail’in Orta Asya Politikaları

Söyleşi

Özbekistan ve Türkiye İşadamları Derneği Başkanı Davut Azmi Erbaş ile “Türk İşadamlarının Özbekistan’daki Yatırımları ve Karşılaştıkları Sorunlar” Üzerine Söyleşi

Konuk: Davut Azmi ERBAŞ

PDF Dosyası: Özbekistan ve Türkiye İşadamları Derneği Başkanı Davut Azmi Erbaş ile “Türk İşadamlarının Özbekistan’daki Yatırımları ve Karşılaştıkları Sorunlar” Üzerine Söyleşi

Kitap Tahlili

Dilay DİNÇ, Güney Kore’nin Orta Asya Politikası, Özbekistan ve Kazakistan Örnekleri, (Ed.) Fahri TÜRK, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara, Ekim 2024, ISBN:978-625-393- 023-3

Yazar Adı: Fahri TÜRK

PDF Dosyası: Güney Kore’nin Orta Asya Politikası, Özbekistan ve Kazakistan Örnekleri

Kitap Tahlili

Fahri Türk (Ed.), Dış Güçlerin Orta Asya Politikaları, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara, Aralık 2024, ISBN:978-625-393-987-8

Yazar Adı: Fahri TÜRK

PDF Dosyası: Dış Güçlerin Orta Asya Politikaları